Aktif Ol Hareketi

 

Teknolojik gelişmeler, hayatımızı adeta sıfırdan dizayn ediyor. Modern yaşam insanının alışkanlıkları, teknolojinin yaygınlaşmasıyla yeniden belirleniyor. Bu değişim, gelişim, dönüşüm gündelik hayatımıza bir çok kolaylığı getiriyor. Bu kolaylıklar bizi beraberinde olumlu / olumsuz sonuçlarla yüzleştiriyor.

 

Teknolojinin direkt etkisiyle birlikte fiziksel aktivitemiz azaldı ve sedanter yaşam tarzı (uyanık halde otururken veya uzanırken düşük enerji harcanan davranış tarzı) küresel bir salgın haline geldi.  Fiziksel aktivite yetersizliği, morbiditenin (hasta olma hali), kronik hastalıkların tetikleyicisi, mortalitenin (hastalık nedeniyle ölüm hızı) de en önemli sebeplerinin başında geliyor. Fiziksel aktivitesizlik sadece bedensel değil ruhsal hasarlara da sebep oluyor, bireylerin duygu durumunu da olumsuz etkiliyor.

 

Fiziksel hareketsizlik, bulaşıcı olmayan hastalıkların artan yüküne katkıda bulunduğu için bir halk sağlığı sorunu kabul edilir hale geldi. Bu noktada Dünya Sağlık Örgütü’nün güncel raporuna bir göz atmakta fayda var.

 

·         Dünyada yetişkin nüfusun dörtte birinden fazlası yetersiz fiziksel aktivite seviyesine sahip.

 

·         Her üç kadından biri, her dört erkekten biri sağlık için gerekli olan fiziksel aktiviteyi yapmıyor.

 

·         11-17 yaş arasındaki gençlerin % 81’i yeterli düzeyde aktif değil.

 

·         Gelişmiş ülkelerde sedanter yaşam tarzı daha yaygın.

 

·         Dört Avrupa ülkesindeki 20 yaş ve üzeri yetişkinleri kapsayan bir araştırmaya göre sedanter kalma süresi 9 saate yakın.

 

Fiziksel Aktivitenin Genel Sağlık Üzerine Etkileri

 

DSÖ, fiziksel aktiviteyi, iskelet kasları tarafından üretilen, enerji harcaması gerektiren, ulaşım veya boş zamanlarda egzersiz veya spor faaliyetlerine katılırken çeşitlikli yoğunluklarda gerçekleştirilen vücut hareketi olarak tanımlıyor.

 

Düzenli fiziksel aktivite; kardiyovasküler hastalık, tip II diyabet, hipertansiyon, inme, meme ve kolon kanseri gibi bulaşıcı olmayan hastalıkların önlenmesi ve yönetiminde koruyucu faktördür.

 

Fiziksel hareketlilik, mental ve ruh sağlığı için faydalıdır, uykuda iyileşme sağlar, sağlıklı kilonun, genel vücut iyilik halinin korunmasına katkıda bulunur.

 

Fiziksel aktivite, kemik kütlesi artışı ve/veya kemik yapısı ile pozitif olarak ilişkilidir. Son kanıtlar, akranlarından daha aktif çocukların/ergenlerin daha fazla kemik kütlesine, daha yüksek kemik mineral içeriğine/yoğunluğuna, daha fazla kemik gücüne sahip olduğunu gösteriyor.

 

Artan fiziksel aktivite düzeyi, kalça ve tüm kırık riskini azaltıcı etki gösterir.

Farklı yaş grupları ve popülasyonlarda fiziksel aktivitenin yararları aşağıdaki gibi ifade edilebilir:

 

Çocuk ve Gençler

 

·         Kemik sağlığını geliştirir. (3-17)

 

·         Sağlıklı kilo alımını sağlar.

 

·         Kardiyo-respiratuar ve kas uygunluğu geliştirir.

 

·         Kardiyo-metabolik (insülin direnci, kan basıncı, dislipidemi vb.) sağlığı geliştirir.

 

·         Bilişsel zekayı ve akademik başarıyı artırır.

 

·         Depresyon gibi duygu durum bozukluklarını azaltır.

 

Yetişkin ve Yaşlılar

 

·         Kardiyo-vasküler ve kardiyo-pulmoner hastalık riskini azaltır.

 

·         Tip II diyabet ve hipertansiyon oranını azaltır.

 

·         Mesane, prostat, meme vb. kanser riskini azaltır.

 

·         Bunamayı önler.

 

·         Uyku kalitesini artırır.

 

·         Duygu durum bozukluklarını (anksiyete, depresyon vb.) azaltır.

 

·         Yaşlılarda düşme ve düşmeyle ilişkili yaralanma riskini azaltır.

 

Fiziksel Hareketsizliğin Genel Sağlık Üzerine Olumsuz Etkileri

 

DSÖ, global olarak haftada 150 dakika orta yoğunluklu (tempolu yürüyüş gibi) fiziksel hareketliliği yeterli görüyor, bu seviyede aktivite yapmamayı fiziksel hareketsizlik olarak adlandırıyor. Fiziksel hareketsizlik, erken ölümlerin önde gelen dört etkeninden biri.

 

Fiziksel hareketsizlik, aşırı kilo, obezite, bulaşıcı olmayan hastalıklar ve kronik durumlar için önde gelen risk faktörlerinden kabul ediliyor. Meme ve kolon kanseri yükünün % 21-25’inin, diyabetin % 27’sinin, iskemit kalp hastalığının (kalp kasının beslenememesi) % 30’unun başlıca nedeni hareketsizliktir. 

Fiziksel aktivite yetersizliğinin, dünyada yıllık sağlık hizmetlerine doğrudan maliyetinin 53,8 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.

 

Toplumun daha aktif yaşam sürmesi halinde yılda 4-5 milyon ölümün önlenebileceği ön görülüyor.

 

Sonuçlar ve Öneriler

 

·         İlkokulların bulunduğu bölgelerde spor alanları oluşturulmalı, mahallelerdeki spor kulüpleriyle iş birliği yaparak bu alanların verimli kullanımı hedeflenmelidir. Bu sayede çocukların sağlıklı yaşam alışkanlığına adım atmaları sağlanabilmelidir.

 

·         Okul bölgesindeki aile hekimlikleri vasıtasıyla okul çocuklarının düzenli takipleri yapılmalı, obezite, diyabet gibi kronik hastalığı bulunan öğrencilere okul yönetimi ve beden eğitimi öğretmenleri ile iş birliği yaparak egzersiz önerilerinde bulunulmalıdır. 

 

·         Konu bütüncül bir bakış açısıyla ele alınmalı, soruna ve çözüm önerilerine dair farklı disiplinlerden görüş ve öneriler ele alınarak bir yol haritası oluşturulmalıdır.

 

·         Geleneksel ve yeni iletişim kanalları kullanılarak okul çağı çocuklarına ve yetişkinler için farkındalık oluşturma çalışmaları yapılmalıdır. Uzman kişiler bu iletişim mecraları aracılığıyla doğru ve gerekli bilgileri sürekli olarak aktarmalıdır.

 

·          Fiziksel hareketliliğin faydalarının başta hekimler olmak üzere sağlık çalışanlarına ve önericilere anlatılması önem arz etmektedir. Hekimin, hastasına, ‘egzersiz yapmanız yararlı olacaktır’ cümlesi yeterli değildir. Hastanın ne şekilde egzersiz yapacağının da kişiye anlatılmış olması gerekir.

 

·         Birinci basamak sağlık hizmetinde çalışan personelinin egzersizin yararları ve uygulanmasıyla ilgili temel bilgiye sahip olması şarttır. Nitekim bu konuda donanımlı profesyonellerin yaptığı tavsiyelerin daha inandırıcı olduğu bildirilmektedir. İşte bu nedenle sağlık sektörüne bu eğitimler verilirken, bilgilendirmeler yapılırken Spor Bilimleri Fakülteleri, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Fakülteleri/Bölümleri, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu mezunlarından faydalanılabilir. Bu insanların da hizmet içi eğitim anlamında programlara katılmaları sağlanabilir.

 

Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması (TBSA) raporuna göre; ülkemizde durum pek iç açısı değil. İnsanlar günün büyük bölümünde inaktif yani aktif değil. TBSA raporuna göre ülkemizdeki kadınlar ve erkekler DSÖ tarafından önerilen ve sağlıklı yaşam için gerekli olan fiziksel aktivite ve egzersiz sürelerinin çok altında hareket ediyor.

 

Bu durum gösteriyor ki fiziksel aktivite insanımızın yaşam tarzının içine yerleştirilmeli, ‘doğru egzersiz ilaçtır’ kavramı toplumda yer bulmalı, bu konuda gerekli düzenlemeler yapılmalı, farkındalık çalışmaları yürütülmeli, projeler hayata geçirilmelidir.

 

Fiziksel hareketlilik için bir şeyler yapmak bir tercih değil zorunluluktur.

 

Mimariden tesisleşmeye, eğitimden toplumsal bilince, hareketli yaşamın yararları konusunda toplumsal farkındalık oluşturmaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.

 

‘Aktif Ol Hareketi, bu kapsam doğrultuda hazırlanmıştır.

 

Ne Amaçlanıyor?

 

Aktif Ol Projesi ile fiziksel aktivite konusunda toplumun bilgi ve bilinç düzeyinin artırılması, hareketli yaşam farkındalığı oluşturulması, egzersiz alışkanlığı kazandırılması amaçlanmaktadır. 

 

Hedef Kitle

 

Çocuklar, Gençler, Yetişkinler

 

Proje Kapsamında Neler Yapılacak?

 

Proje kapsamında çalıştaydan bilgilendirme ve farkındalık materyalleri üretilmesine ve basılmasına, anket yapılmasına, eğitim faaliyetleri yürütülmesine kadar birçok faaliyet hayata geçirilecek.  

 

Ayrıca aktif yaşam söyleşileri yapılacak.

 

Çocuklara, gençlere, yetişkinlere özel aktif yaşam etkinlikleri hayata geçirilecek.

 

Nerede Uygulanacak?

 

Proje, pilot il olarak belirlenen Samsun’da başlatılacaktır. İkinci yıldan itibaren Karadeniz Bölgesi’ne genişletilecek, üçüncü yıldan itibaren tüm Türkiye’de uygulanır hale getirilecektir.

 

Ne Zaman Başlayacak?

 

Ağustos 2024’ten itibaren proje faaliyetleri başlayacak.

 

NOT: Giriş bölümündeki bilgiler Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından 2022 yılında hazırlatılan ‘Toplumda Fiziksel Aktivitenin Desteklenmesi Raporu’ndan alınmıştır.